Hazret-i Peygamberin Şekil Güzeliiği



  Hazret-i Peygamber bütün yaratılışların en güzeli idi. Azalarının hepsi birbirine uygundu. Kıyafetinde aşırılık yoktu, yakışıklı idi. Mübarek vücudu güçlü ve kuvvetli idi. Ne zayıf, ne de semizdi; orta halde idi, etleri sıkıca idi. Nurlu cildi ipekten yumuşaktı. Latif cisminin kokusu çok hoş idi. Okşadığı şeylerden günlerce güzel kokular alınırdı. Pek vücudu beyazdı, nurlu idi. Bu beyazlık içinde hoş bir pembelik parıldardı. Pek sevimli olan mübarek boyu ne kısa ne de uzundu. Bununla beraber yanında bulunanlardan daima uzun görünürdü. Göğsü berrak ve mübarek omuzlarının arası genişti. Nurlu omuzlarının arasında güvercin yumurtası gibi bir kırmızı ben vardı ki, bu ''Nübüvvet Mührü'' idi.  

  Parmakları uzunca bilekleri kalınca idi. Mübarek başı uyumlu ve çok güzel bir ölçüde idi. Ön dişleri seyrekçe idi. Söz söyledikçe inci tanelerinden daha berrak olan dişlerini parıltısı görünürdü. Parlak alnı genişti. Hilal kaşları uzunca idi. Kaşlarının arası açıkça idi. İki kaşının arasında öfkelendiği zaman, kabarıp beliren bir damar vardı. Letafet nişanı olan kirpikleri, uzun ve siyahtı. Mübarek sakalı sıkça idi, bir tutam boyunda bulunurdu. Ahirete göçmeleri sırasında mübarek başının ve sakalının beyaz kıllarının sayısı henüz yirmi kadardı. Sümbüllerden daha zarif ve daha hoş kokulu bulunan saçları ne pek kıvırcık ne de pek düzdü ve boyca kulak yumuşaklarını geçmezdi.
  
  Hazret-i Enes (r.a) demiştir ki: ''Ben Allah'ın Resulünden daha güzel bir kimse görmedim. Mübarek yüzünde sanki güneşin nurları parlardı. O güzel yüzünde parlayan nefret nurları, gülümsedikçe latif dişlerinden saçılan berraklık parıltıları, karşısında bulunan duvarlara yansırdı.''
  
  Evet... Peygamber Efendimizin bütün azaları, bütün duyuları ve kuvvetleri pek mükemmeldi. Başkalarının göremeyecekleri ve duyamayacakları kadar uzak yerlerde bulunan şeyleri görür, sesleri de işitirdi. Pek vakarlı olan yürüyüşü, yokuştan aşağı iner gibi hızlıca idi. Ondan her yönden bir mükemmellik ve üstünlük görünürdü. Onu ilk gören kimse, muhabbet içinde kalırdı. Onunla görüşüp konuşmak şerefine kavuşan kimse, ona karşı derin bir sevgi duyardı. Onun yüksek hallerini görüp anlatanlar, onun bir dengini ne daha önce, ne de sonra görmediklerini itiraf ederlerdi. Sonuç olarak: O, bir letafet ve mükemmeliyet mucizesi idi. Sallallahu aleyhi ve Sellem.   













Hiç yorum yok:

Blogger tarafından desteklenmektedir.